Dilimizin derinliklerinde, günlük kullanımdan uzaklaşmış ama anlam ve ses güzelliği bakımından büyüleyici kelimeler saklı. "Afitap" (güneş), "bedidar" (uykusuz), "nağme" (melodi) gibi kelimeler artık sadece edebiyat metinlerinde karşımıza çıkıyor.

Bu kelimelerin kaybolması sadece sözcük sayısının azalması değil, aynı zamanda düşünce zenginliğimizin de daralması anlamına geliyor. Her kelime, dünyayı algılama biçimimizi şekillendiren bir pencere. "Hüzün" ile "keder" arasındaki ince fark, "sevda" ile "aşk" arasındaki nüans kaybolduğunda, duygularımızı ifade etme yetimiz de körleşiyor.

Özellikle sosyal medya çağında Türkçe giderek sadeleşiyor, hatta bazen yozlaşıyor. İngilizce kökenli kelimeler hızla dilimize girerken, özgün kelimelerimiz unutuluyor. Bu doğal bir süreç mi yoksa bilinçli bir tercih mi?

Gençlerin bu kelimeleri bilmemesi normal karşılanabilir, ama 30-40 yaş üstü kuşakların bile "müjde", "neşe", "safa" gibi kelimeleri günlük konuşmada kullanmaması düşündürücü. Belki de bu kelimeleri yaşatmanın yolu, onları modern bağlamlarda kullanmaktan geçiyor.

Siz hangi unutulmaya yüz tutmuş Türkçe kelimeleri özlüyorsunuz? Günlük konuşmalarınızda bu tür kelimeleri kullanmaya özen gösteriyor musunuz?